Maddi manevi ciddi bir yük olan tüp bebek uygulamasından istenilen sonucu alamamak gerçekten de bir yıkım. Ancak unutulmamalıdır ki ikinci, üçüncü veya daha fazla denemeler sonucunda da mutlu sona ulaşan sayısız çift vardır… Önemli olan umudu yitirmeden, detaylı bir değerlendirme ve araştırma sonrasında gözden kaçan bir konu varsa düzeltilmesini sağlayarak tekrar ve tekrar denemektir. Aslında teorik olarak her deneme öncesinde yapılabilecek çok sayıda araştırma ve inceleme vardır ama özellikle ilk denemeden önce tüm bu araştırmaları yapmaya kalkmak ciddi bir maliyet artışı getireceğinden önerilmez, çoğu zaman da gereksizdir. Örneğin rahim içersinin histeroskopiyle değerlendirilmesi elbette fayda sağlayabilir ama her tüp bebek denemesinden önce histeroskopi yapmaya kalkmak tüp bebek maliyetini yükseltecek ve çoğu vakada da anlamlı bir sonuç vermeyecektir. Ancak başarız denemelerden sonra histeroskopi yapılması mutlaka gereklidir ve bazen gözden kaçan bir problemin ortaya konmasını sağlayacaktır.
İşte tüp bebek başarısızlığı konusunda sık sorulan sorular :
Tüp bebek tedavisi hangi durumlarda iptal edilebilir ?
1.Yumurtalıkların cevabı yetersiz olabilir ve tedaviden fayda görmeyeceğiniz düşünülürse hekiminiz tedavinizi yarıda keserek işlemi iptal edilebilir. Daha önce sözettiğimiz gibi hastaya hangi rejimin başlanacağı ve ilaç dozunun belirlenmesinde en önemli faktörler kan hormon düzeyleri, ultrasonografide yumurtalıkların görünümü ve hasta yaşına bağlı olarak değişen yumurtalık rezervidir. Ancak hastalar her zaman beklenen yanıtı vermeyebilir. Bu nedenle yumurta gelişimi yetersiz olan hastalarda tedavi iptal edilip yeni bir tedavi başlanabilir veya hiç yanıt vermeyen bazı hastalarda tedavi tamamen sonlandırılabilir.
2. Yumurtalıklar içinde gelişmiş folikül olmasına rağmen yumurta toplama günü içlerinden yumurta elde edilemeyebilir. Bunun sebebi genellikle yumurta toplama işleminden önce yumurtaların zamansız olarak çatlamasıdır. Bu istenmeyen durum genellikle yumurtalık rezervi azalmış ileri yaştaki bayanlarda görülebilir. Çok nadiren de foliküllerin içinde yumurta olmayabilir (boş folikül sendromu). Bu durum ise hastaların %1’ inden daha azında görülür.
3. Elde edilen yumurtalar döllenmeyebilir. Bu durum mikroenjeksiyon uygulamalarında çağında son derece nadirdir. Ancak hastaların %2–5’ inde anormal yumurtalara veya spermlere bağlı olarak bağlı olarak döllenme gerçekleşmeyebilir.
4. Döllenen yumurtaların hiçbiri bölünmeyebilir. Bu durum da oldukça nadirdir ve genelde az sayıdaki ve kötü kalitedeki yumurta varlığında gözlenir.
5. Azospermik erkekte ameliyat ile sperm bulunamayabilir. Böyle bir durumda tedavi yumurta toplama işleminden hemen önce iptal edilir.
6. PGD yapılan olgularda normal bir embriyo bulunamayabilir. Böyle bir durumda embriyo transferi yapılmaz.
7. PGD ve HLA analizi yapılan embriyolarda embriyo sağlıklı olsa da HLA uyumlu embriyo bulunamazsa transfer yapılmaz.
Tüp bebek kaç kez tekrarlanabilir ?
Tüp bebek tedavisinde sayı sınırlaması yok. Yumurtalık kapasitesi ve erkeğin sperm durumu elverdiği sürece yani sağlıklı embriyo geliştirilip transfer edilebildiği sürece istendiği kadar deneme yapılabilir. Bir yıl içinde üç ya da dört uygulama mümkün. Fakat genellikle aynı yıl içinde dörtten fazla uygulama önerilmez. İlk denemelerde uygun sayıda sağlıklı embriyo elde edilmişse bu embriyolar dondurularak daha sonraki denemelerde kullanılmak üzere saklanabilir. Böylece hem kadının ilaç alması sınırlanır hem de tedavilerin maliyeti düşürülür.
Başarısız bir tüp bebek denemesinden sonra ilaçları değiştirmek gerekir mi ?
Tüp bebek uygulamalarında belirlenmiş ilaç kombinasyonları var. Bu kombinasyonlar geniş çaplı araştırmalar sonrasında oluşturuluyor. Hastayı değerlendirdikten sonra elde ettiğimiz sonuçlara göre uygun ilaç protokolünü seçeriz. Tedavi sırasında kan hormon düzeyleri ve ultrasonla hastayı sıkı takip ederek gerekli doz ayarlamalarını yaparız. Buna rağmen tedavi istenilen şekilde sonuçlanmamışsa eldeki bilgileri gözden geçiririz. Bir önceki tedavi sırasında seçilen ilaç protokolüne hasta nasıl cevap vermiş, bunu değerlendiririz. Mesela hasta ilaçlara beklenenden daha hızlı ya da yavaş yanıt vermiş olabilir. İşte bu tür bilgileri gözden geçirip bir sonraki denemede ilaç protokollerinde değişiklikler yapabiliriz. Ancak bu, 'Her başarısız tedavi ilaç protokolü yüzünden olur' anlamına gelmiyor. Başarıyı etkileyen başka birçok neden var.
Lazerin tüp bebek başarısını artırdığı söyleniyor, bu ne zaman kullanılır ?
Embriyoların (döllenmiş yumurta) beslenip gelişebilmesi için rahim iç zarına tutunması gerekiyor. Eğer embriyonu çevreleyen zar gereğinden kalınsa rahime tutunma işlemi gerçekleşemez ve gebelik olmaz. Embriyonun rahim duvarına tutunmasını kolaylaştırmak için bu zar çeşitli işlemlerle inceltilebilir veya bir kısmında küçük bir delik oluşturulabilir. Geçmiş yıllarda bazı kimyasal maddeler ve enzimler kullanılarak yapılan bu işlem artık lazer sistemiyle yapılabiliyor. Lazer daha önce tüp bebek yöntemiyle gebelik elde edememiş kişilerde, 35 yaş ve üstü kadınlarda kullanılıyor. Ayrıca genetik tanı için biyopsi yapılacak embriyonlara, dondurma-çözme sonrası elde edilmiş embriyonlara, önceki denemelerinde iyi kalitede embriyon elde edilmesine rağmen gebelik olmayan vakalara, FSH hormonu sınırda ya da yüksek olan olgularda uygulanıyor. Merkezimizde lazerle embriyonun zarının inceltilmesi yöntemi tüm transferlerde uygulanmaktadır.
Beşinci günde Blastosist transferi nasıl bir yöntem?
Blastosist, döllenme sonrası beşinci güne gelmiş embriyona verilen isimdir. Tüp bebek tedavisinde genel kabul gören uygulama, döllenme işlemi yapıldıktan sonraki üçüncü günde embriyonların anne rahmine yerleştirilmesidir. Embriyoların blastosist döneminde transferinin bazı önemli avantajları var. Mesela bu döneme ulaşabilmiş embriyonların rahime tutunma ihtimali daha fazla. Çünkü bu embriyonların beşinci güne kadar yaşama kabiliyeti diğerlerine göre daha yüksek. Bir başka deyişle maratonda önde gidebilen, canlılıkları kanıtlanmış, kromozomları daha normal embriyonlardır. Normalde blastosist döneme ulaşan iki adet embriyon seçilerek rahime yerleştirilir. Geri kalan embriyolar da hızlı dondurma tekniğiyle dondurularak saklanabilir. Dondurulan embriyonlar gebelik olmadığında veya hasta ileride tekrar anne olmak istediğinde bu embriyonlar çözülerek verilebilir.
Gebelik öncesi genetik tanı, tedavi başarısını artırır mı?
Evet. Özellikle embriyolardan seçim yapmamız gereken durumlarda faydalı bir yöntemdir. Bazı vakalarda anne rahmine yerleştirmeden önce embriyonları genetik açıdan ve kromozomlar yönünden inceliyoruz. Preimplantasyon genetik tanı (PGT) dediğimiz bu yöntem, embriyonlar sekiz hücreli olduktan sonra biyopsiyle alınan bir hücreye uygulanıyor. Böylece en az riskli olan embriyonlar seçiliyor, anne adayına sağlıklı embriyonlar transfer ediliyor. Bu yöntem; tekrarlayan düşüklerde, ileri yaşa sahip olanlara, tekrarlayan başarısız tüp bebek denemesi olanlara, şiddetli erkek kısırlığı sahip vakalara ve Akdeniz anemisi gibi genetik hastalık riski taşıyanlara uygulanıyor.
Başarısızlık durumunda yapay rahim uygulaması işe yarar mı ?
Özellikle kötü ve yavaş embriyo gelişimi gösteren olgularda bu problemin çevresel şartların değiştirilmesiyle düzeltilebileceği inancıyla Yapay Rahim uygulaması (Co Culture ya da türkçesiyle Ko Kültür) yapılabilir. Ko-Kültür yani embriyoları doğal ortamlarına en yakın koşullarda; bir başka deyişle transfer edilene kadar rahim içi ortamda beslemek maksadıyla uygulanan bu yöntem hakkında daha detaylı bilgi için lütfen tıklayınız.
Tüp bebek yöntemi sonucunda düşüklerin engellenmesi için anne adayına vitamin uygulaması yarar sağlar mı ?
Tüp bebek tedavisinde, tedavi öncesi anne adaylarına vitamin almaları önerilir. Özellikle antioksidan etkili multi vitaminler ve bebekte oluşabilecek sinir sistemini ilgilendiren hastalıklara karşı koruyucu olan folik asit kullanımı tavsiye edilir. Vitamin kullanımı destekleyici tedavidir. Ancak vitamin kullanılması düşüğü tek başına engelleyemez.
Stress tedavinin başarısını etkiler mi ?
Kısırlık tanısı çiftlerde stres yaratabilir. Pek çok çift ümitsizlik, yetersizlik, suçluluk duygusu ve başarısızlık hisseder. Ayrıca tedavi çiftler için stresli olabilir. Özellikle tedaviyle ilgili yapılacak işlemlerde bilgi sahibi olmamak, çiftleri gergin ve sıkıntılı yapabilir. Tedavi ekibinin çiftleri hazırlaması, çiftlerin hesaba katmadıkları faktörleri ortaya çıkarması ve tartışması yarar sağlar. Gerektiğinde psikolog ve psikiyatr desteği alınabilir. Son yapılan araştırmalar stresin tek başına kısırlık sebebi veya tedavi başarısızlığına sebep olacak bir etken olmadığını gösteriyor. Fakat huzurlu bir ortamda gerçekleştirilen tedavinin de hastanın tedaviye uyumunu artırdığını biliyoruz. Anneliği fazla ertelemeyin…
İleri yaş gebeliğe engel mi ?
35 yaşın üzerindeki kadınlar hızlı hareket etmeli. 40 yaşından sonra tüp bebek tedavisiyle bile hamilelik şansı dramatik bir şekilde azalıyor. Batı toplumlarında olduğu gibi ülkemizde de kadınların giderek artan bir şekilde işgücüne katılması gebeliğin ertelenmesine yol açıyor. Bu da tüp bebek tedavisine ihtiyacı artırıyor. Ancak ileri yaşlarda yapılan tüp bebek tedavisinde gebelik şansı çok ciddi bir şekilde azalıyor.
Düzenli adet gören ileri yaştaki kadınlar neden anne olamıyor ?
Tüp bebek tedavisinde iki önemli etken var. Birincisi yumurtalar, ikincisi ise döllenmiş yumurtalar, yani embriyonların tutunacağı rahim. İleri yaş, yumurtaların hem sayısını, hem de kalitesini olumsuz etkiliyor.
Tüp bebek tedavisinde başarı oranları nasıl ?
İyi bir tüp bebek merkezinde 40 yaşın altında gebelik oranı yüzde 50–55 ve üstü. Ancak bu oran 40 yaş üzerinde yüzde 25'e kadar gerileyebiliyor. Gebelik oranları transfer edilen embriyon sayısıyla doğru orantılı olmalı.
Gebelik için ideal yaş nedir ?
25–35 yaş arası. Hem annenin hem de bebeğin sağlığı açısından ideal olan yaş sınırları içinde çocuk sahibi olmaya çalışmak en doğrusudur. İleri yaşa bağlı olarak görülen metabolik problemler, doğurganlığı etkileyen faktörler, menopoza yakınlaşma, anne olmak için çok önemli engeller.
Kısırlık tedavisinde gelişmeler ne ?
Özellikle ileri yaş kadınlarda en önemli sorun yumurta rezervinin kısıtlılığıdır. Yakın bir gelecekte somatik hücrelerden kök hücre yoluyla yumurta ve sperm hücresi elde edilebilecektir. Yumurta dondurma işlemiyse şu anda yüksek bir başarıyla olmasa da uygulanabilmektedir.
Son söz olarak da başta söylediğim cümleyi tekrarlamak istiyorum.
Unutulmamalıdır ki ikinci, üçüncü veya daha fazla denemeler sonucunda da mutlu sona ulaşan sayısız çift vardır… Önemli olan umudu yitirmeden, detaylı bir değerlendirme ve araştırma sonrasında gözden kaçan bir konu varsa düzeltilmesini sağlayarak tekrar ve tekrar denemektir. Özellikle ilk 3 denemede gebelik şansının % 85'lere ulaştığı unutulmamalıdır.